DERİNDESİN, RÜYA KADAR DERİNDE

Seni bir kilimin nakışında

Minyatürün dertli bakışında

Kanı sevgi olan haritaların

Göklere uzayan yokuşunda

 

Çekingen çeşmelerin suyunda eriyen güz

Yorgun fotoğraflarda sevda arayan öksüz

Bulamaz izlerini evinde, mahzeninde

Yağmur hâlâ murada eremedi teninde

 

Mağrur bir kıvılcım görünce seni

Başın alıp gitmiş karanlıklara

Mehtabı beklemiş seneler boyu

Kalbinde büyütmüş hep o korkuyu

Ardına bakınca gamlı bir akşam

Duymuş tenhalarda çalan şarkıyı:

 

Ceviz sandık bomboş; kapılar kırık

Senden artakalan mor bir hıçkırık

 

Okunmamış esrarlı bir öykünün

Memnu satırları gibidir yüzün

Vuslatın eflâtun gecesinde

Uykusunu kaçırmışsın gündüzün

Oysa ne yerdesin, ne gökyüzünde

Derindesin, rüya kadar derinde