SÖYLEYEMEDİĞİM

Ecza kokar toprağa girenlerin nefesi

Ölüm değilse nedir, üstümüze dünyanın

Uzun bir zelzelede yıkılan meyhanesi

 

Balığın bir kuş olup kanatlandığı yerde

Kahverengi beyaza tutunuyor yeniden

Mumyalanmış çehreler vuruyor pencereme

Pembe siyah bir tâcı giymek üzredir zaman

Yeşil ve kavuniçi renklerin arasından

 

Sırça bir gelinliğin eteğinde bir bulut

Çölleşen ömrümüze giriyor bahçelerden

Bir akrep gözleriyle kırsa da aynaları

Söylemek istiyorum yüreğimde biriken

Köpüksüz ırmakları, sessiz çağlayanları

 

Çiçek, açmak üzreyken boyun büker ya hani

Güneş doğarken yollar tutulur içimizde

Uzaktan bir kekliğe meftûn olan avcının

Kurşunu tükenince yıkılan düşlerini

Kimsesiz bir çocuğun gri gülüşlerini

Ruhumda düğüm düğüm taşıyarak sessizce

Söylemek istiyorum, ama heyhât ki, her söz

Yollarımda karanlık, kalbimde tenhâ ve köz