gülümse

 

Gözyaşlarına gülümse

Çünkü onlar

İçinden parçalar indirirler yeryüzüne

 

Dudaklarına gülümse

Kelâmın kirlendiği vakitlerde

Sessizliğin durağı

Erdemin kapısıdır onlar

 

Avuçlarına gülümse

Çizgilerinde kaderin kardelen tohumları

 

Adımlarına gülümse

Gülümse ki, ayakların

Varmasın bir ömrün cüzamlı

Küf kokan topraklarına

 

Ansızın yıkılan evler gibi

Yalnızlığın üzerine çökmeyen

Yüzünün cilâsı, insanlığının yurdu

Onuruna gülümse

 

Gülümse, gülümsediğin

Bil ki seni de bulur

O müntehâ mahşerinin rahminde

 

Somurtanlara gülümse      

Acı çekenlere, âvârelere

Yetimlerin umutlarına gülümse

Hastalığa dûçâr olup, gündüzü

Gece olanlara, uykusuzlara

Susuzlara su ver tebessümünle    

Ekmeğin kokusuyla yoğur merhametini

Sevgi kıtlığından bîçarelere

Yoksullara gülümse   

            

Bir de gülümse, gülümsemeyi bilmeyen

Kavga nadanlarına

Bakarsın bir dolunay

Mahbûb olmuş ağlayan düşlerine

 

Bazen de kendi gökkubbesini

Göremeyenlere gülümse

Belki bir yağmur

Eriterek evhamlı perdeleri

Damla damla süzülür gözlerine

 

Bazen de bana gülümse sevdiğim

Bakarsın kanadı kırılan kuşlar

Uçmaya başlar yeniden

Kayan yıldızların çığlığı düşmez

Gün ortasında ruhumun üzerine

 

Bakarsın ki çiçekler

Aramızda yükselen kayaların kalbinde

Birer birer açıyorlar yeniden

 

Bakarsın yolunu kaybeden yolcu

Son durağına yürüyor hasretinin

 

Bu kadar mı zordu bir mumun alevine

Dokunmak ve sevmek ıstırabımı

Bir dalın çürüyen yaprağı mıydı hayat

Güneşi arayan gölge kimindi

Bağışla, incinen bahar

Yanan mektuplar benimse

Gel, yeniden buluşalım derinde

Çeşmelerden gökyüzüne akalım

Tut ellerimden, hadi gülümse