MÜPTELADIR GEMİLER BENİM DENİZLERİME

Müzmin bir ka­ran­lık­ta yi­ne vi­rân­dır özüm

Kün­hü­nü bir gü­neşte bulduğu ân­dır özüm

 

Gezginim; nice bin yıl sahralarda yürüdüm

Gurbetinde baharı arayan candır özüm

 

Müptelâdır gemiler benim denizlerime

Bilmem ki hangi derde yine dermandır özüm

 

Esmeli rüzgâr bir gün ufka baktığım yerden

Ebedi her sevdaya inen fermandır özüm

 

Renklerini yakarsa bir gün ebemkuşağı

Gam çeken yüreklerde ağlayan kandır özüm

           

İşaret parmağımdan süzülür toprağa su

Devleri mahkûm eden ulu hâkândır özüm

 

İşaret parmağımdan süzülür toprağa su

Devleri mahkûm eden ulu hâkândır özüm

 

Kuşlar mı getiriyor ayrılığı öteden

Kalbini bir rüyada her gün yakandır özüm

 

Aynalar hiç görmedi ben kimim, bendeki kim

Ateş yaksa ne olur; tende nihândır özüm

           

Geçmişim en vefasız köprüsünden hayatın

Ölümü dâre çeken kutlu beyândır özüm

 

Nihâyetinde meftûn oluyor aşka ölüm

Yönümü anlayamaz, bilmez ne yandır özüm

 

İsmini  burçlarına yazmışım düşlerimin

Özün gülzârım olmaz ise, ziyândır özüm

 

Vakti gelmiştir feda etmenin yıldızları

Tanyerinde gülümser, gökte âyândır özüm

 

Tükendi hâtıralar dergâhında kıvılcım

Külünü her yangına köle sayandır özüm

 

Nasıl düşer bir gülün çehresine âh ü zâr

Duy ki, bütün sesleri sende duyandır özüm

 

İklim seni soruyor yemyeşil bahçelerden

Mevsim yazdı şi'rini sana; divândır özüm