BİR PERDELİK ŞİİR

Perde açılır; gök gürlemesi

Rengi bir isyanı getiren yağmur

Biraz umut, ekmek; biraz kan, çamur

Gözlerime tutkun şehrin sokaklarında

İçerim devlerin susuzluğunu

 

Gökyüzünde buharlaşan umutlar

Akıncı türküleri söyler her akşam

Işıldar parmak izleriyle yalnızlığımın

Biraz düş kırıklığı, biraz gurur

Katillerin gölgesi düşer aynalarıma

Ah saldırgan gençliğim, ah körebe kuytular

Biraz öfke yumağı, biraz sakin ve mahmur

 

Yayılan küf kokusu, kararan muhayyile

Mum ve lâmba, geçmişten geleceğe bir rüya

Gaddar ve hamasi aşklardan arta kalan

Vahşi bir uygarlığın rahmidir dünya

Biraz tek başına, biraz mağdur

Hep aynı kelime dalgalanır: tahammül

Şirpençe bir yenilgidir sonunda

 

Sadakatin yedi düvelde meşhur

Biraz dinle beni, biraz dur

Duyguları utandıracak kadar

Mahir bir cesaretin var mıdır yeryüzünde

Gül mevsiminde baldıran kavgaları

Hile, yenilmeyen güçlü bahadır

Gökler kararınca perde kapanır